Rahmetli Turgut Özal, körfez savaşı politikasıydı bu. Maalesef tersini aldık. Günümüzde yine benzer durumla karşı karşıyayız. AB ile vize muafiyeti uğruna "tarihi adım" adı altında geri kabul anlaşmasını imzaladık.
Anlaşmaya göre; AB ilk olarak, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı getirecek.
Schengen vizesi almak isteyen belirli meslek gruplarına ait kişilerden
uzun süreli vize taleplerinde daha az evrak istenecek. Ankara ise
Türkiye’den AB’ye kaçak giriş yaparken yakalananları kabul edip
geldikleri ülkelere gönderilene kadar tutulacakları mülteci kamplarına gönderecek. Karşılıklı adımların yaklaşık 3,5 yıl gözleneceği sürecin
sonunda AB’den Türk vatandaşlarına vize muafiyeti getirmesi talep
edilecek. Bu talep yerine getirilmediği taktirde geri kabul anlaşması da
gözden geçirilecek.
Bakın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) raporu diyor ki; 2010'da Yunanistan'da yakalanan 132 binden fazla üçüncü ülke
vatandaşının 53 binden fazlası Türkiye üzerinden geldi. 2012'nin ilk 9
ayında bu sayı 70 binin üzerindeydi. AB'nin dış sınırlarını denetleyen
Frontex'e göre ise 2012'de AB'ye yasadışı yollardan girenlerin yüzde 56'sı
Türkiye-Yunanistan sınırından geçti.
Bu veriler ışığında sizce bu anlaşma ile kârlı mı çıkarız? AB ülkeleri Schengen vizesi almak isteyen "belirli meslek gruplarından" istediği saçma sapan belgelerden birkaçından feragat edecek. Biz de Avrupa'ya kaçak yollarla giren mültecilerle uğraşacağız. Ülkesine geri gönderilmesi, o süreçte barınması, beslenmesi bize ait. Üstelik 3.5 yıl sonra da AB sürece bakıp ipe un serecek.
Bence devlet büyüklerimiz 1 koyup 3 alma sevdasından bir an önce vazgeçsinler. Zamanında aynı sevda ile 100 milyar $ zarar ettik. Biz 1 koyup 1 alalım yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder