Olay ergenekon davasının başladığı 2011 yılında patlak vermişti. Bence tam bir skandaldı ama malum iktidar döneminde, nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde, güzelce sümenaltı edildi, ediliyor.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi, emniyette gözaltında bulunduğu sırada polislerin elinde incelemede olan telefonuna, Hizbut tahrir örgütünün bir militanının telefon rehberindeki 139 telefon numarası yüklendi. Bunun üzerinden Teğmen suçlandı, yargılandı, hüküm giydi. Oysa ki teğmen, ergenekon davasında hakkındaki tüm suçlamaları çürütmüş ve mahkemede oy birliği ile tahliye edilmişti. Ardından bu sehven yükleme sebebiyle 26 ay sonra dava dosyasına yeni bir delil girmemesine rağmen 16 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Teğmen, kaçmadı! Boğazda son simit, çay keyfi yaptı. Sonrasında adalet denilen güruha teslim oldu.
Teğmen, kaçmadı! Boğazda son simit, çay keyfi yaptı. Sonrasında adalet denilen güruha teslim oldu.
2011'deki olayın şimdi bu yazıya konu olmasının nedenine gelince... Numaraları telefona "sehven" yükleyen polis memuru yargılanmaya başlandı. 2 yıl süren soruşturma boyunca 5 savcı değişti. Sonunda savcı soruşturmayı tamamladı. Savcı, görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemi ile iddianame hazırladı. Ancak Başsavcı vekili, iddianamenin görevi kötüye kullanmaktan değil görevi ihmalden, ki bunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapistir, yargılanması gerektiğini belirterek iddianamenin yeniden düzenlenmesi için savcıya iade etti.
Ne kadar karmaşık bir süreç değil mi? Savcılar değişiyor, iddianame değişiyor. Neyse geçtiğimiz günlerde bu dava sonuçlandı. Görevi, adaleti sağlamak olan mahkeme "görevi kötüye kullanma" suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle polis memurunu serbest bıraktı! Telefonuna "sehven" yüklenen telefon numaraları neticesinde tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi ise cezaevinde!
Kıssadan hisse; maazallah yarın, öbür gün karakola düşerseniz ve telefonunuza "sehven" bir şey yüklenirse geçmiş olsun efendim. Allah yakınlarınıza sabır versin... Zira görevi adaleti sağlamakla görevli mahkemeler sehven diyor, pardon diyor, Nuh diyor ama Peygamber demiyor.
Kıssadan hisse; maazallah yarın, öbür gün karakola düşerseniz ve telefonunuza "sehven" bir şey yüklenirse geçmiş olsun efendim. Allah yakınlarınıza sabır versin... Zira görevi adaleti sağlamakla görevli mahkemeler sehven diyor, pardon diyor, Nuh diyor ama Peygamber demiyor.